Türkiye ormanlarının büyük bölümü yangın tehdidiyle karşı karşıya. Hem insan faaliyetlerindeki artış hem de iklim krizinin sonucu artan kuraklık orman yangınlarının artmasına ve kısa sürede geniş alanlara yayılmasına neden oluyor. Orman yangınları ağaçların, böceklerin, kuşların, sincapların, keçilerin, insanların ve daha pek çok canlının yaşamının ve yaşam alanının yok olmasına, karbon yutaklarının azalmasına dolayısıyla iklim krizinin tırmanmasına, erozyon nedeniyle toprakların fakirleşmesine, su sistemlerinin bozulmasına ve bunun gibi pek çok olumsuz sonuca neden olarak hepimizi etkiliyor. Orman kıyısında ya da içinde yaşayan ve üretenlerin ise üretim alanları, yapıları ve ürünleri zarar görüyor, heba oluyor.
Doğaya ve insana dost üretim yapmaya çalışan adil üreticiler, iklim ve biyoçeşitlilik krizlerine karşı, doğaya onarıcı etkide bulunan faaliyetleriyle gezegeni koruyucu bir rol üstleniyorlar. Bu sebeple adil üreticilerin faaliyetleri, iklim krizinin derinleşmesi ile giderek etkisini artıran orman yangınları tehdidine karşı da kilit bir önem taşıyor. Son yıllarda, yaşadığımız coğrafyada çok büyük alanları etkileyen yangınlar oldu. OGM’nin resmi istatistiklerine göre 2020-2021-2022 yıllarında Türkiye 2001 yılından 2019 yılına kadar geçen 19 yılda yaşadığı tüm orman yangınlarında kaybettiği toplam alandan daha büyük bir alanı kaybetti. Bu deneyimler, yangınlara önlem almanın, yangınların yıkıcı etkilerine karşı tek çözüm yolu olduğunu hepimize gösterdi. Yangın dönemleri dışında yangın riskini unutmaya olan yönelim, özellikle geçimini risk altındaki bölgelerden sağlayan üreticilerle bu bölgelerde yaşayan kişileri doğrudan etkiliyor. Ancak ülke içinde ve yurtdışında yapılan çalışmalar gösteriyor ki, orman yangınları riski doğru uygulamaların hayata geçirilmesiyle azaltılabilir. Bu nedenle Türetim Ekonomisi Derneği olarak Orman Yangınlarına Dirençli Üretim Modelleri projesini hayata geçirdik.